Ak Parti'de CHP'nin Köstebeği mi Var?
Fehmi Çalmuk
Türk siyasi tarihi köstebek konusunda gayet deneyimlidir?
Bir siyasi hareketin önceden neler yapacağını öğrenmek, ona göre şekil almak ona göre rol çalmak ve ona göre tarihsel ve siyaseten politikalar, strateji ve taktik geliştirmek mümkündür. Türk siyasi hayatı köstebek konusunu 28 Şubat'ta yaşamıştı. Batı çalışma grubu içinde bir köstebek, var olanı hükümete anlatmış kamu ile paylaşmıştı.
Hatırlar mısınız DEVA Genel Başkanı Ali Babacan, Ak Parti içindeyken Ak Parti’ye karşı Abdullah Gül’ün adaylığını desteklemiş, arabuluculuk yapmıştı. Babacan "Tabi tam ortası, göbeğindeydim. Görünür değildim ama tam göbeğindeyim" ifadeleri kullanırken Ali Babacan; "Abdullah Gül'ün teklif edildiği ortamda siz de var mıydınız?" sorusuna, şöyle cevap vermişti: "Tabi ki vardım. Şöyle bir şart vardı o gün. Ancak gerçekten hep beraber ortak duruş olursa bu iş olur. Yoksa bir-iki partinin destek verip diğer partilerin destek vermemesi ortak bir adaylık değil. O başka model. O gün gelip de siz ortak aday olsanız, siz de destekleyenler son güne kadar sözlerinin arkasında dursa idi, o gün o iş olur idi" ifadelerini kullandı.
Gül'ün ortak adaylığı için çalışan Babacan'ın 3 Mayıs 2018 tarihinde de Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olması için 2. sırada verdiği imza verdiği de ortaya çıkmıştı.
AK Parti kulislerinde bir süredir DEVA, Gelecek Partisi’nden sonra Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kritik açıklamalarına ilişkin bir köstebek arayışı başladı. Ak Parti’de “İçimizdeki Bürütüsler, Bizanslılar” mantığı özellikle son yerel seçimlerde kendini göstermiş, bazı bakanların affını istemesi olayında bazı siyasi partilere bilgilerin servis edildiği ortaya çıkmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ekonomik olarak neyi, ne şekilde açıklayacağını belirleyip kamuoyuna ilan etmeden önce Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye çıkıyor; teker teker, tıkır tıkır Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidara geleceği zaman yapacaklarını anlatıyor… O zaman iktidarın hedefi ile Cumhuriyet Halk Partisi'nin vaadi de keşişmiş ve örtüşmüş oluyordu. Hatta ve hatta halkın bilinen değimiyle “pişti” durumuna düşülüyor. Kılıçdaroğlu son grup toplantısında Şanlıurfa merkezli bir elektrik krizine dikkat çekti. Yapılması gerekenleri yapılacakları anlatmaya başladı.
Urfa ziyaretinde "2 milyon 300 bin dönüm taşlık arazi var. Büyükşehir Belediyesini bize verin bütün çiftçilere elektriği bedava yapacağım. Buraya güneş santralleri kuracağım' ifadesini kullandığını aktaran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Önce dediler 'bu olmaz' falan, filan. Şimdi diyorlar ki; 'bu proje, bizim projemiz.' Diyarbakır'a gideceğim aynı şeyi Diyarbakır'da da söyleyeceğim. Diyarbakır'da da aynı şeyi yapacağız. Diyarbakırlı çiftçiye de, Urfalı çiftçiye de güneş enerjisi üzerinden elektriği bedava vereceğiz. 'Nasıl yapacaksın?' diyorsan buradan açık ve net çağrı yapıyorum. Nasıl yaptığımı öğrenmek istiyorsan, bakanlık engel olmasın, bütün taleplerimizi yerine getirsin. Sen de gel, seni de davet edeceğim, beraber açacağız. Sen yönetemiyorsun, yönetmeyi bilmiyorsun."
Dİyarbakır’da Açıkladı
Dediğini yaptı. Diyarbakır’a çıkartma yaptı. Toplumun değişik kesimiyle konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şırnak bunları hepsini saydık, 6 il. 6 ile güneş enerjisi yapacağız. Bu 6 ile çiftçiye elektriği bedava vermek ve artan elektriği de satmak kaydıyla 5 bin megavatlık bir yatırım yapmak mümkün, yatırımın maliyeti 3 milyar dolar" diyordu:
Şanlıurfa'daki ziyaretine değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Şanlıurfa'da bir konuşma yaptım. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığını bize verin bütün çiftçilere elektriği bedava vereceğiz, dedim. Bakın ne oldu? Şimdi aynı şeyi sadece Şanlıurfa için demiyorum. 6 il saydık orada. Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şırnak bunları hepsini saydık, 6 il. 6 ile güneş enerjisi yapacağız. Ya güneşe para veriyor musunuz? Vermiyorsunuz? Paneller üretiliyor mu, evet üretiliyor. Hesabını yaptım. Bu 6 ile çiftçiye elektriği bedava vermek ve artan elektriği de satmak kaydıyla 5 bin megavatlık bir yatırım yapmak mümkün, yatırımın maliyeti 3 milyar dolar. Bunlar kalktılar ısrarla iş birliği yaptılar. Mersin'de Akkuyu Nükleer Santralini kurdular. Güzel nükleer teknolojiyi de bize vermiyor Ruslar, sadece fabrikayı kurdular, bize elektriği satacaklar ve garanti vermişiz elektriği de satın alacağız. Nükleer santralin maliyeti ne kadar 20 milyar dolar, biz kaça alacağız, 3 milyar dolar. 20 milyar dolarlık yatırım yapıyorlar nükleer santrale, 13,35 sentten kilovat saatini satacaklar. Dünyanın en pahalı elektriği. Güneş tarlaları var mı var, boş arazi var mı var. Binlerce dönüm var mı var. Binlerce dönüm üzerinde bunları kurmak mümkün mü mümkün, 3 milyar dolar evet 3 milyar dolar. Çiftçiye bedava mı evet, bu altı ilde çiftçiye bedava, artan enerjiden de dünyanın parasını kazanacağız. 10 yılda bu yatırım kendisini amorti edecek, 2 yılı ödemesiz. 10 yılda kendisini amorti edecek."
Erdoğan ve Nebati Ne Yapacak ?
Tam da bu açıklama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati nin Şanlıurfa ziyaretinde ilan edeceği müjdeler öncesine rastlıyor Kılıçdaroğlu “selden kütük” çalarmış gibi hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan hem de doğduğu topraklara borcunu ödemek isteyen Nurettin Nebati den rol çalmış oldu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını okuduğumuzda Şanlıurfa ve Mardin merkezli özellikle çiftçilerin çok büyük bir elektrik sıkıntısı olduğunun bir kez daha gündeme getirdiğini öğreniyorsunuz. İşin garip tarafı şu: Artan elektrik fiyatları bölgesel olarak tam sulama dönemine girmiş olan Şanlıurfa ve Mardinli çiftçileri korkutan hatta şalterlerin kapanmasına neden olan bir durumu gösteriyor.
Bugüne kadar devlet puantaj sistemi ile çiftçiye elektrik desteği vermeyi sürdürüyor. Yüzde altmış beş ile başlayan çiftçi desteği son zamanlarda yüzde 25'e kadar indi. Yani elektriğin %75’ini çiftçi ödüyor. Şanlıurfa'yı dikkate aldığımızda tarımsal sulama için bir çiftçinin 400 metre yerin altına girip suyu çıkarması gerekiyor. Aynı durum Mardin için de geçerli.
Bu garabet başka illerde yok. Bu iş için çok güçlü trafo gerekli.
İşte merhum cennet mekan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın kurduğu Gümüş Motor’un ne kadar hayati bir proje olduğunu gösteriyor. Su pompaları üreten fabrikada ilk ürün merhum Fehim Adak’a hediye edilmişti. Merhum Adak o dönem DSİ Bölge Müdürü olan Recai Kutan ile birlikte çalışıyor eşek sırtında bölgeyi karış karış gezmişlerdi.
Bir Çiftçi 300 dönümlük arazisini sulamak için 160 kw’ lık su motoru trafo kullanmak zorunda. Eğer 1000 dönümlük arazisi olan ise ya 400 kw 1 adet veya her 300 dönüm için 3 tane 160 kw trafo kullanıyor. Şanlıurfa, Mardin'de sulama dönemi 3 ay olduğu için artan elektrik fiyatlarından sonra eski düzen bile özlenir oldu.
Zaten elektrik paraları yüzünden muzdarip olan çiftçiler şimdi üç katına kadar elektrik parası ödemek zorunda…
Bölgeye baktığınızda halkın sorunlar listesinde BEDAŞ başta olmak üzere elektrik dağıtım firmaları ve kayyumlar.
Zamlar çiftçilerin bir anlamda şarteli indirmesi demek.
Derde derman. Yaraya çare arayan AK Parti iktidarı bir süredir bölgenin sulama konusunda çok ciddi çalışmalar gündeme getirmeye hazırlanıyordu. Bu çalışmalar geldi geldi 2022 yılının mart ayı itibarıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ileri ki tarihte Nurettin Nebati’nin 14 Mart'ta Şanlıurfa'ya yapacağı ziyarette açıklamasını zorunlu kıldı. ( Yazı yayına hazırladığında sayın Bakan Nurettin Nebati'nin ziyareti ani bir kararla 26 Mart'ta erteledi)
Bölgede Güneş Enerji Sistemi olarak bilinen bir proje açıklanacak. Yani çiftçi güneş enerjisinden elde ettiği elektrikle tarlasını su duyabilecek bu suretle 3 ay gibi bir zamanda hem fahiş elektrik harcamamış hem de bunları maliyetleri yansıtmamış olacak. Şimdi devlet Ziraat Bankası aracılığıyla çiftçilere uzun vadeli GES sistemi kurulması konusunda Kredi vermeye hazırlanıyor. Düşük faizli 2 yıl geri ödemesiz bu kredi çiftçilerin bir anlamda can simidi olacak. Çiftçi sulama bittiğinde enerjiyi dağıtım şirketine nakledecek böylece harcadığı elektrik parasını mahsuplaşa bilecek.
Bir GES’in 4 yılda maliyetini karşılaması bekleniyor Nurettin Nebati tam da Şanlıurfa'da göğsünü gere gere Ziraat Bankası aracılığıyla verilecek bu krediyi ilan edecek.
Bölgede yalnızca Şanlıurfa ve Mardin değil Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da çiftçinin köylünün ensesinde boza pişiren elektrik dağıtım şirketlerine karşı önemli bir koz vatandaşın elinde olacak.
Yalnız Nebati bunları açıklarken “geliyor gelmekte olan” diyen Kemal Kılıçdaroğlu AK Parti'nin bir projesini daha önceden açıklamış oldu. Şimdi eğer devlet projeyi açıklarsa CHP “biz dedik onu yaptılar” diyecek. Siyaseten başarı kimin hanesine yazılır maç sonucu hangi partinin levhasında durur bilemem…